Cocukta Dikkat Eksikligi Sendromu

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Görülme Sıklığı

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocuklarda en sık görülen davranış problemidir. Değişik araştırmalarda farklı oranlar verilmekle birlikte genelde rakamlar bir­birine yakındır. Genel popülasyonda erkeklerde daha sık görülmekle birlikte okul öncesi çocuklarda %5-10 ara­sında değişen oranlar bildirilmektedir. Ülkemizde yapı­lan bir araştırmaya göre okul çağı çocuklarında %5 ora­nında tespit edilmiştir. Bu kadar sık görülen bir durumun tanınması ve bu çocuklara gereken psikiyatrik yardımın verilmesi çok önemli olmaktadır. Diğer türlü bu çocuklar tanınmamakla birlikte tecrübesiz kişiler tarafından yan­lış tanılar konularak oyalanmaktadır. Özellikle "çocuktur düzelir" "erkek çocuk aşırı hareketli olur" "babasıda bu şekildeydi" türü yaklaşımlar bu çocukların aylar ve yıllar­ca bu belirtilerle sıkıntılar çekmesine ve zamanında te­davi müdahalesinin yapılamamasına neden olmaktadır.

Bir Çocuk Neden Hiperaktivite Belirtileri Gösterir

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite konusunda kesin olarak tek bir neden yoktur. Genel olarak birçok nedenden bah­sedilmekle birlikte birçok araştırma bulgularına dayanı­larak bazı nedenler iyice netlik kazanmaya başlamıştır. Bu nedenler arasında en önemlilerinden biri genetik ge­çiştir. Yani anne babasının herhangi birinde dikkat eksik­liği ve hiperaktivite durumu olan bir çocukta bu durum diğer yaşıtlarına göre daha sık olarak görülür. Birinci ve ikinci derece akrabalarında hiperaktivite olan kişilerde sıklık yine fazladır. Tek yumurta veya çift yumurta ikizle­rinden birinde hiperaktivite varsa diğerinde de görülme sıklığı artmıştır.
Beyindeki nöronal gelişimin farklı olması, bazı nörot-ransmitterlerin yeterli miktarda olmaması ve beyin yarım küreleri arasındaki lateralizasyon sorunu olarak da bazı sebep olarak görülmüştür.

Hamilelik veya doğum sırasında çocuğun maruz kaldığı hipoksi, travma, doğum komplikasyonları, hamilelikte al­kol ve sigara kullanımı, erken bebeklikteki bazı hastalık­lar ile beynin hasar görmesi de suçlanan nedenlerdendir.

Yiyeceklerdeki katkı maddeleri, suni tatlandırıcılar ve ko­ruyucu kimyasal maddeler de bir zamanlar suçlanmış, hatta tedavi amaçlı çocuklara diyet tedavisi uygulanmıştır.

Bu gün yurt dışında bazı merkezlerde halen diyet tedavisi uygulanmaktadır. Diyet kısıtlaması yapılan hiperaktif ço­cukların bundan fayda sağladığına dair bir kesin bir bulgu yoktur.

Hava, su ve ev eşyalarında mevcut bulunan kimyasal maddelerin, petrol ürünlerinin ve zehirli gazların da be­yinde "nörotoksik" etki yaparak hiperaktivite nedeni ol­duğu öne sürülmüştür.

Hamilelikte sigara içilmesi, çocukların yanında sigara içilmesi ve sigara dumanı içindeki zehirli gazların "nöro­toksik" tesirle beyne zarar vermesi bilinen bir gerçektir. Sigara kullanan aile üyelerinin çocukların yanında sigara içmemeleri özellikle önerilir. Sigaradan alındığı düşünü­len keyfin çocukların öğrenme ve dikkat sorunlarına yol açtığı unutulmamalıdır.

Bebeklik veya erken çocukluktaki kötü bakım ve ihmal durumları da hiperaktif çocukların geçmişlerinde diğer çocuklara göre daha sık görülmüştür.

Son zamanlarda yapılan görüntüleme tetkikleri ve bazı araştırmalar sonucunda gözler beynin frontal lobuna (ön lob] çevrilmiştir. Frontal lobun fonksiyonlarından, davra­nışların kontrolü, yargılama, çalışma hafızası, öğrenme süreçleri ve sosyalizasyon üzerinde etkileri belirgin olduğundan bu bölgedeki bazı gelişimsel sorunların dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunlarına yol açtığı öne sürül­mektedir.

Bazı anne babalar çocuklarındaki durumdan dolayı kendi­lerini suçlama eğilimine girmektedir. Bu son derece yan­lış bir tutumdur. Her anne babanın pedagojik açıdan bazı hataları olabilir. Pedagojik hataların doğrudan çocuklar­da hiperaktif belirtilere yol açtığı düşünülmemelidir. Bu türlü bakış açısına sahip hemen her problemde anne ba­bayı suçlama eğilimine giden uzman kişiler bile olabilir. Şurası bilinmelidir ki hiçbir anne baba çocuğunun zararı­nı ve kötülüğünü istemez. Yanlışlıkla yapılagelen bazı ha­talar var ise bunlar uygun yönlendirme ve bilgilenme ile düzelir. Ancak bazı pedagojik yönlendirmelerin hiperaktif çocukların aile ve okul ortamındaki sorunlarını çözmele­rine yardımcı olduğu düşünülmektedir. Davranış terapi­lerinin, davranış yönlendirme tekniklerinin bu konudaki yararı çoktur. Ancak hiperaktivite nedeninin tek başına anne baba hatalarına bağlamamak gerekir. Dört dörtlük sevgi alan ve yetiştirilme ortamına sahip çocuklarda da bu türlü sorunlar olabilmektedir. Ailede bir sorun varsa tespit edilerek düzeltilmesine yardımcı olunmalıdır.