Charcot Eklemi - Jean Martin Charcot

Charcot Eklemi

Jean Martin Charcot 1825 – 1893


JEAN MARTİN Charcot, Parisli bir arabacının en büyük oğludur. Charcot ve üç kardeşi ilerde seçecekleri mesleği ve yetenekleri­ni tayin etmek üzere bir yıl süreyle bir okula gittiler. Jean Martin bu okulun birincisi oldu ve hekimlik mesleğine seçildi. 28 yaşına gelince­ye kadar Charcot'yu pek fazla temayüz etmiş bir kimse olarak göremi­yoruz. Fakat bu tarihten sonra özel dersler vermek suretiyle para kazan­maya başlayan Charcot oldukça rahata kavuştu, ailesine yardım etmeye başladı ve bu sayede daha rahat çalışma olanağını elde etti.

1862 yılında Charcot Paris Salpetriere hastanesine hekim olarak atandı ve burada en ilgi çekici çalışmalarım yapmak fırsatını elde etti. Bu hastanede Charcot zamanının en büyük sinir kliniğini kurdu.

Pazar sabahları vermiş olduğu derslere ve demonstrasyonlara dün­yanın her tarafından öğrenciler akın ediyorlardı. Bu dersleri olağanüstü bir dikkatle hazırlayan bilgin bugünkü ders koşullarına bile örnek ola­bilecek bir yeterlilikte dersler vermekte idi. Charcot hekimlikten başka felsefe, klasik edebiyat ve eski dilleri bilme konusunda da bir üstat idi.

Tıp alanındaki çeşitli buluşları arasında Tabes Dorsalisle beraber diz ekleminde meydana gelen ve bugün Charcot osteo artritisi olarak tanınan bir eklem hastalığını tarif etmiştir. Charcot'nun bu hastalığa ait birçok patolojik örnekleri İngiltere'de Patoloji Müzesi'nde saklanmaktadır. Esasen bu hastalığa Charcot Eklemi adını veren okul İngiliz oku­ludur.

Charcot çehre itibariyle Napole-on'a çok benzer, Hatta iş görme yete­neğinde bu ünlü kumandanla müşte­rek tavırları vardır. Her ikisinde de gayet etkili bir konuşma edası ve mülehakkim bir karakter nazarı dik­kati çekecek kadar barizdir.


Charcot'ta muazzam bir azim ve yorulmak bilmeyen bir çalışma gücü vardı. Hummalı bir çalışmaya girdikten sonra ne yemek yemek, ne de uyumak akına gelirdi. Paraya karşı hiç eğilimi yoktu. Hatta genellikle cüzdanını evde unuturdu. Bununla beraber çok zengin bir kadınla evlenmiş olması hiçbir zaman para sıkıntı çekmesine imkan vermemiştir. Hatta bu sa­yede fevkalade mükellef bir hayat sürmüş ve Saint Germain'deki evi şahane bahçesi ve azameti ile ün salmıştır. Müzik ve resimden çok faz­la hoşlanan Charcot kendisi de yetenekli bir sanatkar idi. Yabancılara karşı çok soğuk bir tavır takınan Charcot yakınlarına karşı aşırı bir sa­mimiyet gösterir ve hatta çocukları eğlendirmek için onlarla çocukça şakalar yapmaktan geri durmazdı. Hayvanlara karşı da aşırı bir sevgi besleyen Charcot evinde iki maymun beslerdi. 1890 yılında şöhretinin zirvesinde bulunduğu sırada ani bir angina pektoris krizi geçirdi. Bu ilk nöbet gayet iyi bir tedavi gördükten sonra iyileşti ise de 1893 yılı­nın Ağustos ayının 16'sında gelen ikinci krizden kurtulamadı ve haya­ta gözlerini yumdu.