Bilincsiz Hasta Bakimi

Nörolojik Hastalıklar

Bilinçsiz Hasta ve Hemşirelik Bakımı


Nörolojide bir çok hastalıkda bilinç değişikliği söz konusu olduğu için önce bilinçsiz hasta ve bakımı üzerinde durulacaktır. Kişinin kendisinin ve çevresinde olan olayların farkında olması ha­line bilinç denir.

Etiyoloji

Bilinç kaybına veya değişikliğine neden olan faktörler şöyle sıralanabilir; Supratentoryal beyin lezyonları, Subtentoryal beyin lezyonları, Beyin travmaları ve kanamaları,
Elektrolit dengesizlikleri, hiperozmolarite, hiperkalsemi, asidoz, hi­poglisemi, üremi, karaciğer hastalıkları, alkol ve bazı ilaçların ne­den olduğu metabolik değişiklikler, Fonksiyonel veya psikiyatrik hastalıklar.

Bilinçsizlik Seviyeleri

Bilinç kaybı çeşitli seviyelerde olabilir. Bu­nun sık sık değerlendirilip kaydedilmesi gereklidir.

1. Seviyede Bilinç Değişikliği: Kişi kolay uyarılabilir, uyarılara cevap verir.
2. Seviye, Letarji, Somnolans, Obduntasyon: Bu seviyede hastada yarı uykulu hal, küntlük, davranışlarda ağırlaşma vardır. Fakat has­talar genellikle uyarıya reaksiyon verirler.
3. Seviye, Stupor: Bu devrede fiziksel ve mental aktiviteler minimal­dir. Sözlü uyarılara cevap yetersizdir veya çok zor anlaşılır. Hasta canlı ışık, gürültülü ses veya ağrılı uyarana mimiklerle cevap verir.
4. Seviye, Hafif Koma veya Yarı Koma: Normal uyarılara cevap yoktur, fakat ağrılı uyarılara cevap alınabilir. Refleksler devam ede­bilir.
5. Seviye, Derin Koma: Derin bir duyarsızlık söz konusudur. Ekstre-miteler flasid (gevşek) ve hareketsizdir. Kas, tendon ve plantar ref­leks genellikle yoktur. Ağrılı uyaranlara cevap yoktur. İnkontinans vardır, pupillalar dilate veya konstrükte olabilir, kornea ve farengeal refleksler yoktur veya çok azdır.

Bilinçsiz Hasta Bakımı

Bilinçsiz hasta bakımında iki temel amaç vardır;
Normal yaşam aktivitelerini sürdürmek ve bunlara yardımcı olmak,
Hastayı, bilincine kavuştuğunda yaşamını engelleyecek komplikasyonlardan korumaktır.
Bilinçsiz hasta bakımında yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir.

1 .Hava Yolları Açık Tutulmalı
Bu işlem beyin hastaları için özellikle önemlidir. Çünkü kan CO2 düzeyinin yükselmesi beyin damarlarının permeabilitesini arttırır ve vazodilatasyon yaparak beyin ödemini kolaylaştırır. Hava yollarının açık olması için gereken sıklıkta aspirasyon yapılır, airway, endotrakeal tüp takılabilir, trakeotomi açılabilir ve hastaya lateral pozisyon veya yarı oturur pozisyon verilebilir. Yarı oturur po­zisyon ile beyinden venöz drenaj sağlanarak, beyin ödemi önlenebilir. Nöroloji hastasında aspirasyon uygulama tekniği ve sıklığı çok önemlidir. Gereksiz yere sık sık ağızdan ve burundan yapılan aspi­rasyon kafa içi basıncını arttırabilir. Aspirasyon özellikle trakeotomi-den veya endotrakeal tüpten yapılıyorsa aseptik tekniğe uyularak yapılması, akciğer enfeksiyonlarını önlemek bakımından önemlidir.

Endotrakeal Aspirasyon

Aspirasyon; negatif basınç (emme ba­sıncı) kullanarak sekresyon, sıvı vb.nin dışarı alınması işlemidir. Endotrakeal tüp takılmış hastalar, sekresyonlarını kendi-kendilerine atamadıkları için; sekresyonlarını atmak, hava yollarının açıklığını sağlamak için aspirasyona gereksinim vardır. Hastanın aspirasyon gereksinimini gösteren bulgular şunlardır; Solunum hızında artma, Kalp hızında artma, Dispne, Hırıltılı/gürültülü solunum
Huzursuzluk
Suni hava yolu içinde sekresyonların görülmesi,
Akciğerler steteskop ile dinlendiğinde hırıltılı ses duyulması,
Ventilatörde yüksek basınç alarmı,
Siyanoz (geç bulgu),
Bu bulgulardan birinin ya da bir kaçının olması, hastanın aspiras-
yon gereksinimi olduğunu gösterir.

Endotrakeal Aspirasyon İçin Gerekli Malzemeler

steril aspiras-yon kateteri (yetişkinler için 12-14-16 nolu kateter), steril eldiven, aspiratör (yetişkinler için 80-120 mm Hg'ya ayarlı), steril su (kateteri yıkamak için), serum fizyolojik, ambu.

İşlemin Uygulanışı

Malzemeler hazırlamalı ve işlem hastaya açıklanmalıdır. Eğer mümkünse aspirasyon iki kişi ile yapılmalıdır. Aspirasyonu yapan kişi steril eldiven giyip, kateterin sterilitesini bozmadan çalı­şır. İkinci kişi disposıbl eldiven giyip, hastayı ambu ile havalandıra­rak ve işlem sırasında hastanın tüpünü tutarak yardım eder. Eğer aspirasyonu tek kişi yapıyorsa, kateteri tutan el steril kalmalı ve kontamine olan diğer el hastayı ambu ile havalandırmak için kulla­nılmalıdır.
Aspirasyona başlamadan önce, hasta 5-6 kez ambu ile havalandı­rılarak oksijenlendirilmelidir.
Kateter, aspirasyon uygulanmadan güç kullanmadan endotrakeal tüp içine sokulur. Sonra aspirasyon uygulanır ve geri çekilirken ka­teter baş ve işaret parmağı arasında döndürülerek çıkarılmalıdır. Aspirasyon zamanı 10 saniyeyi geçmemelidir. Hasta ard-arda 4 defadan fazla aspire edilmemelidir. Aspirasyonlar arasında çıkarılan kateter steril sudan geçirilmeli. Aspirasyonlar arasında ve aspirasyonlar bitiminde hasta ambu ile 5-6 kez havalandırılarak oksijenlendirilmelidir. Eğer sekresyonlar yapışkan, koyu ise endotrakeal tüp içine 3-5 cc serum fizyolojik verilip, ambu ile havalandırılıp, aspire edilmelidir. Aspirasyon süresince hastanın nabzı ya da monitörden kalp atım­ları izlenmelidir. Eğer kalp hızı dakikada 20 atımdan daha çok aza­lıyorsa ya da dakikada 40 atımdan çok artıyorsa ya da ekstrasistol-ler görülüyorsa işleme devam edilmez. Endotrakeal aspirasyon bitince ağız içi ve orofarenks aspire edilir.

Yaşam bulguları kontrol edilerek malzeme yerine kaldırılır. İşleme ilişkin ortaya çıkan değişiklik (kalp hızında artma, ekstra­sistol vb.) sekresyonun miktarı ve yoğunluğu kayıt edilir. Ayrıca bu hastalara sık ağız bakımı verilir ve 2 saatte bir endotra­keal tüpün kafinin inip-inmediği kontrol edilir ve hergün iç kanül de­ğiştirilir. Bunun yanısıra endotrakeal tüpün çevresine hergün cilt ba­kımı verilir.

Komplikasyonları; uygun şartlarda yapılmayan endotrakeal aspiras-yonun enfeksiyon, hipoksi, hipoksemi, trakeal travma, bradikardi, taşikardi, ekstrasistol, alveoler kollaps, kardiyak arrest ve ölüm gibi ciddi komplikasyonları vardır.
2. Yaşam belirtileri sık sık kontrol edilmeli ve kaydedilmelidir. Örne­ğin; nabzın azalması ve kan basıncının artması intrakranial basınç artmasını düşündürür. Bilinçsiz hastada ısı kontrolü rektal yolla ya­pılmalıdır.
3. Cilt rengi, ağız, burun ve kulak sekresyonu, inkontinans gözlen­meli ve kaydedilmelidir.
4. Bilinç düzeyi, ışık reaksiyonu ve pupilla büyüklüğü, ekstremitele-rin duyu ve motor cevabı sık sık kontrol edilmeli ve bulgular kayde­dilmelidir.
Hastaya çeşitli sorular sorularak bilinç durumu, el feneri ile karanlık ya da loş bir ortamda pupillaya ani ışık tutarak büyüyüp küçülmesi gözlenir. Normalde ışık tutulduğunda pupillaların büzülmesi, ışığı çekince genişlemesi gerekir. Bazı hastaların pupillalan normalde de eşit olmayabilir veya takma gözü olabilir. Doğru değerlendirme yapmak için bu durumu da bilmek gerekir.
5. Normal ve anormal refleksler değerlendirilir ve kaydedilir.
6. Bilinçsiz hastanın normal vücut temizliğini sürdürmek gerekir; ak­si halde bazı komplikasyonlar daha kolay gelişebilir. Bunun için günlük cilt temizliğinin yapılması gerekir. Göz bakımı özellikle önemlidir. Bilinçsiz hastaların gözleri açık kalabilir. Bu durum kor­nea kuruluklarına ve ülserlerine ve hatta körlüklerine neden olabilir, bunun için gözlere hergün serum fizyolojik ile irigasyon uygulanır, göz çevresi silinir ve hafif yağlandıktan sonra göz kapakları nemli bir spanç ile kapatılır. Bilinçsiz hastanın burun mukozası kurur ve tıkanabilir; temizlenip yağlanması gerekir. Ayrıca odanın nemlendirilmesi üst solunum yolları için özellikle yararlıdır. Kafa travması ge­çiren hastanın burun ve kulağından BOS sızabilir veya kan gelebilir bu durumda doktor istemi olmaksızın burun ve kulak temizlenmez.
Kulak ve burundan olabilecek bu tür akıntıların hemşire gözlem ka­ğıdına kaydedilmesi ve hastanın sırtüstü yatırılması gereklidir. Bilinçsiz hasta ağızdan soluk alıp verdiği ve ağızdan beslenmediği için ağız kuruluğu olur. Bu nedenle her iki saatte bir ağız bakımı ya­pılmalıdır. Aksi halde bilinçsiz hastanın ağzında kolaylıkla enfeksi­yonlar gelişir hatta bu enfeksiyon alt solunum yollarına inebilir (örn; moniliazis).
7. Bilinçsiz hastada, devamlı yatan hastada gelişebilecek tüm komplikasyonlar gelişebilir, bu nedenle ilgili önlemlerin alınması ge­rekir. Bu bilgiler için Devamlı Yatan Hasta bakımı bölümüne bakı­nız. Bilinçsiz hastada özellikle adele atrofisi ve kontraktürler daha kolay gelişebilmektedir.
8. Hastanın beslenmesinin devamlılığının sağlanması gerekir. Bi­linçsiz hasta en fazla 2-3 gün IV yolla beslenir. Bilinçsizlik devam ediyorsa, yutma refleksi yoksa Nazogastik (NG) yol ile beslenmeye geçilmelidir. NG yolla beslenmede şu noktalar önemlidir.
Her beslenmede tüpün yerinde olup olmadığının kontrolü gereklidir. Beslenme sırasında başın yükseltilmesi gereklidir. Gavaj sıvısı çok sıcak veya soğuk olmamalıdır. Gavaj sıvısı tüm besin öğelerini içermelidir. Beslenmeden sonra bı. miktar sıvı verilerek NG tüp temizlenmelidir. Besleme sıklığı ve gavaj sıvısının miktarı hastanın yaşına ve du­rumuna göre planlanır. Verilen sıvı miktarı ve defekasyon miktarı kaydedilir.
9. Bilinçsiz hastanın eliminasyonunun sağlanması gerekir.

Bu hastalarda sıklıkla üriner ve fekal inkontinans olabilir. Inkonti-nansı olan hastalarda böbrek taşı ve enfeksiyonu daha kolay oluşur bu nedenle enfeksiyondan koruma özellikle önemlidir. Üriner inkon-tinansı olan hastanın mesanesinin düzenli boşalması önemlidir, bu­nun için tidal drenaj sistemi uygulanabilir.

Düzenli bir bağırsak boşaltım programı uygulanmalıdır. Bunun için her gün sabah orta derecede etkili bir laksatif veya iç sfinktere gli­serin suppozituar yerleştirmek veya sakıncası yoksa günde 3.000 cc ve sabahları kuru erik hoşafı, bağırsak inkontinansı olan hastada düzenli boşaltım sağlamada yardımcı olur.