Okul Oncesi Egitimi ve Kresler

Okul Öncesi Eğitim Sisteminde Kreşler

Okul Öncesi Eğitimi ve Çocuk


Okul öncesi eğitim deyince en yaygın anlamıyla "Kreş" ve "Anaokulları" akla gelmektedir. Kreş Fransızca beşik anlamı­na gelmektedir. Kreşler genel olarak 0-3 yaşları arasındaki çocuk­ların sağlık, barınma, korunma ve eğitimlerinin yapılmakta oldu­ğu mekanlardır. Bu kurumlar gündüz bakımevi, yuva gibi adlar­la da anılmaktadır. Bu kurumlar bebek ve küçük çocukların gün boyunca bakımlarını amaçlamaktadır.

İlk kreş 1840'da Fransa'da kurulmuştur. Kreşlerin kurulu­şunu sağlayan Kreşler Birliği 1869'da Fransız hükümetince ta­nınmış ve yasal bir kimlikle etkinliğini sürdürmüştür.

Şurası muhakkaktır ki, her şey bir ihtiyaçtan doğar. Okul öncesi eğitim kurumların doğuşu ve oluşumu ondokuzuncu yüzyıl ortalarında Avrupa'da ve diğer dünya ülkelerinde sa­nayi merkezlerinin kurulup gelişmesinin ve bu merkezlerde çalışan annelerin çocuklarına sağlık, bakım, barınma ve eğitim hizmetlerinin verilmesi bir zorunluluk haline gelmesinin ar­dından doğup gelişmiştir.

Birçok gelişmiş ülkede çalışan annelerin çocuklarının gün­düz bakımını annenin çalıştığı iş yeri üstlenmektedir. Bu uygu­lama bizde de gelişmekte ve yaygınlaşmaktadır.

Fransa'dan sonra 1860'larda İngiltere'de de ilk kreş açıl­mıştır. Küçük çocuklara ve ailelerine hizmet veren bu kurum­ları ABD'de açılması Asya ve Avrupa ülkelerinden daha son­ra olmuştur. Bu ülkede özel teşebbüs ağırlıklı olduğundan bu okul öncesi kurumlar da özel sektör tarafından açılıp işletil­mektedir.

Yine birçok ülkede bebek bakımı ve okul öncesi eğitimi devlet tarafından sağlanmaktadır. İtalya, Rusya ve Fransa gibi ülkelerde kreşler de okul sistemleri içine alınmıştır.

Bizim ülkemizde ise iş kanununun 81. maddesi gereğince, Mart 1987 tarihinde yürürlüğe giren tüzüğe göre, yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun 150'den fazla kadın çalıştıran iş yerlerinde 6 yaşından küçük çocukların bırakılması, bakılma­sı, emzikli kadınların çocuklarını emzirmeleri için işveren tara­fından çalışma yerlerinden ayrı ve çalışma yerine yakın bir yurdun kurulması zorunlu kılınmıştır. Yurt 250 metreden da­ha uzakta ise, işveren taşıt sağlamakla yükümlüdür. Aynı tü­zük uyarınca annesi ölmüş ya da velayeti babasına verilmiş iş­çi çocukları da kreşlerden yararlanırlar denilmektedir.

Kreş Çocuğunun Bedensel Gelişmesi ve Eğitim Faliyetleri

Çocuğun 0-1 yaş arasındaki süreye üst çağı da denilmek­tedir. Yeni doğan bir çocuğun, boyu ve ağırlığı belli ölçülerdedir. Normal doğan bir çocuğun boyu 49-50 cm. ağırlığı ise 3 ya da 3,5 kg. olabilmektedir. Genel olarak erkek çocuklar kız ço­cuklara göre daha ağır ve daha boylu olabilmektedir. Güç bakımından ise, çocuk kendi ağırlığı kadar bir ağırlığı kaldırabi­lecek güçte doğmaktadır. Çocuk doğduğunun ilk günlerinde biraz kilo kaybeder. Kısa bir süre sonra tekrar kilo almaya baş­lar. En belirgin kas ve vücut hareketleri sırt üstü yatarken kol ve bacaklarını hareket ettirmesidir. Eline verilen bir nesneyi ve oyuncağı istediği gibi sallamaya çalışır ve bundan büyük bir zevk duyar.

Vücut hızlı gelişir ve dördüncü ayda ağırlığı hemen he­men iki katına çıkar. Oturmak için çaba harcamaya başlar. Ba­şını istediği tarafa çevirmeye çalışır. Gördüğü şeyleri yakala­mak için çaba göstermeye başlar. Çocuğun bu hareketleri çev­resindeki eşya ve nesnelerle teması onun bu konudaki ilk de­neyimlerini oluşturur.

Çocuk, sekizinci ayda artık kendi kendine oturabilmekte­dir. Arka üstü yatarken yüz üstü dönebileceği gibi, yüzükoyun yatarken de arka üstü dönebilmektedir. Çevresinde gördüğü bir nesneyi tutabilmektedir. Bu devrede bir kısım bebekler emeklemeye başlarlar. İki elini kullanarak iki ayrı şeyi ya da oyuncağı tutabilecek duruma gelmiştir. Eline aldığı her şeyi ağ­zına götürmeye çalışır. Gözleri ve elleri arasında gereken bağ­lantı oluşmaya başlamıştır. Ön dişlerinden birkaçı çıkmıştır.

Onikinci ayda, artık destek almadan ayakta durabilmekte­dir. Zaten on aylık iken bir yerlere tutunarak ayakta durabil­meyi becerebilmiştir. Parmaklarıyla eşya ve oyuncaklarını tut­masını becerebilmektedir. Yürümeye çaba harcamaya başla­mıştır.

Bu dönemin en önemli sorunlarından biri de sağlığıyla il­gili sorunlarıdır. Bu konuyla duyarlı bir şekilde ilgilenmek ge­rekmektedir. Çiçek, difteri, su çiçeği, kızıl, kızamık, kabakulak, boğmaca gibi hastalıklara karşı uyanık bulunulmalıdır. Aşısı olanlar aşılanarak, olmayanlar için ise gereken koruyucu ve te­davi edici önlemler zamanında alınmalıdır. Bu çağın bir özel­liği de dişlerinin çıkmaya başlamasıdır ve 6 dişi çıkmaktadır. Bu çağ çocuğunun en belirgin özelliği hızlı bir bedensel geliş­me çağı olmasıdır. Bu çağda çocuk ortalama 2-2,5 kilo alabil­mekte, boyu ise 5-6 cm. kadar uzayabilmektedir.

Kreş Çocuğunun Psikolojik Gelişmesi (Duygu ve Düşünce Yönüyle)

Yeni doğan bir çocuk zamanının önemli bir bölümünü uyumakla geçirmektedir. Uykudan uyandığı zaman da ağla­maya başlar. Çevresinde olup bitenlere karşı ilgisi pek fazla değildir. Ancak çok güçlü seslere ve şiddetli görsel, işitsel ve dokunsal uyaranlara karşı tepki gösterebilmektedir. En güçlü duyguları beslenmek ve analetini yapmak tepkisinden ibaret olmaktadır.

Bu ilk doğuş anından sonraki aylarda çocuğun duygu, dü­şünce ve hareket yaşamı yavaş yavaş gelişmeye başlar. Yavaş da olsa bazı uyaranlara karşı tepki gösterir. İnsanlara karşı ilk tepkisi gülümseme olarak ortaya çıkmaktadır. Haz duygusu­nun belirtileri yüz hareketleriyle anlaşılmaktadır. Hareket eden şeylere karşı ilgi göstermeye başlar. Görme, işitme, tatma, ko­ku alma ve dokunma duyguları gelişmeye başlamaktadır.

Dil ve konuşma yeteneği gelişmemiş olmakla birlikte açlı­ğını, öfkesini, korkusunu, ağrı ve sızısını ağlayarak belirtmek­tedir.

Dördüncü aydan sonra insan sesini tanır ve başını bu sese doğru çevirmeye başlar. Annesini-babasmı ve kendisine bakan insanları tanımaya başlar. Çevresindeki insanlardan ve onlar­la karşılaşmaktan hoşlanmaya başlar. Onlarla karşılaştığında sevinç çığlıkları atmaya başlar. Uzaktan gelen sesleri de tanı­maya başlar. Kafasını seslerin geldiği tarafa çevirir. Görüş me­safesi bir ve iki metreye yakın olabilmektedir. Kendisinin çı­kardığı sesler arasında bir takım heceler fark edilmeye başlar.
Sekizinci ayda yabancı insanları ayırt etmeye başlar ve bu insanların yüz hareketlerinden anlamaya başlamaktadır. Gör­mediği ya da tanımadığı kedi ve köpek gibi hayvanlardan korkmaya başlar. Dil açısından "hayır, olmaz" gibi sözcük ve işaretleri anlar ve tepkisini gösterir.

On ikinci aydan itibaren mekân kavramı gelişmemekle birlikte yakını ve uzağı anlamaya başlar. Kıskançlık duyguları gelişmeye başlar ve annesini kıskanır. Büyüklerin hareketleri­ni taklit etmeye başlar.

Bu 0-2 yaş çocuğun zekâ yönünden en hızlı geliştiği yaş­lardır. Çocuk bu çağda çevresine karşı ilgi duymaya başlar. Çevresindeki varlıkları keşfetmeye çalışır. Bunun için her yere uzanır, kırar, döker, ne olduğunu öğrenmek ister. Bu merakı­nı önlemek yanlıştır. Ona merakını gidermek için yardımcı ol­mak en doğru yöntemdir.

Bu yaş çocuğu benliğini anlamaya başlar ve iradesinin ge­reği olan hareketleri yapar. Bu devre hem aile, hem okul için güç devredir.

0-2 Yaş Çocuğuna Kazandırılacak Alışkanlıklar

Bu yaş çocuklarının barınma, korunma, yetişme ve eğitilme­leri için açılan kurumların kreşler olduğu bilinmektedir. Bu ku­rumların daha çok çalışan annelerin çocuklarına hizmet verme amacıyla açıldıkları da bilinmektedir. O halde bu kurumların ne kadar önemli bir sorumluluk taşıdıkları da anlaşılmaktadır. An­nenin sıcak ve sevecen kucağından koparak gelen bu yavrulara ne kadar duyarlı bir ilgi ve yaklaşım gerektiği de açıktır.

Bu yavruların doğuştan getirdikleri hiçbir alışkanlık yok­tur. Ancak hızla bir takım alışkanlıklar edinmeye başlarlar. En önemli ve yaşamsal alışkanlıkları uyku alışkanlığıdır. Yaklaşık 22 saat uyku uyudukları bilinmektedir. Uykudan uyanması­nın en önemli nedeni karnının acıkmış olmasıdır. Başlangıçta verilen besinlerin sıvı halinde bulunması gerekmektedir. Bu besinlerin emilerek yutulması gerekir.

İlk aylarda üç dört saat ara ile açlığı giderilmelidir. Kuşku­suz bu yazdıklarımız aile ve kreş için ortak görüş ve düşünce­lerdir. Çocuk yatağa yatırıldığı zaman ninnisiz, emziksiz ve sallamadan uyuma alışkanlığı verilmelidir. Gece saat 10'dan sabahın 6'sına kadar uyuma alışkanlığı kazandırılmalıdır.
Dördüncü ayda yine uyku konusunda yukarıda belirtilen­ler kazandırılmalıdır. Gıda ve besin olarak muhallebi gibi yarı sıvı gıdaların verilmesine başlanmalıdır. Bir öğün mama veri­lerek sütten kesilmesi sağlanmalıdır. Anne, çocuğun büyük aptestini yapacağı saatleri öğrenmeli ve o saatlerde yaptırma­yı alışkanlık haline getirmelidir. Çocuğa aptestini söyleme alış­kanlığı da verilmelidir.

Sekizinci ayda çocuk, sütten kesildikten sonra katı gıda olarak bir ekmek kabuğu gibi gıdalarla beslenmesine başla­nabilir. Bu aylarda çocuk akşamın 6'sından sabahın 6'sına ka­dar 12 saat uyuması sağlanabilir. Gündüz de 3-4 saat uyutula­rak uyku gıdası verilmelidir.

On ikinci ayda günde 14 saat uyuması gerekir. Bunun 11-12 saati gece, 2-3 saati ise gündüz uykusu olmalıdır. Bu yaştan sonra suyunu ve sütünü kendisi içebilme alışkanlığı kazandı­rılmalıdır.
İki yaşın içinde çocuklara kazandırılacak önemli alış­kanlıklardan biri de gece yatağını ıslatmama alışkanlığı ka­zandırılmasıdır. Bu süre içinde gerek aile içinde ve gerekse kreşte çocuğa temizlik, tertip ve düzen alışkanlığı kazandı­rılmalıdır. Ayrıca sağlığını koruma alışkanlığı kazandırıl­malıdır.

Kreş Çocuğunun Oyun İlişkisi (0-2 Yaş)

Yeni doğan bir bebeğin ne oyuncaklara, ne eşyalara ve ne de insanlara karşı bir ilgisi ve tepkisi olabilmektedir. İlk aylar­da oturamayan, ayakta duramayan, yürüyemeyen bebekler; kemikleri gelişip güçlendikçe, sinir sistemi gelişip güçlendik­çe, kasları gelişip güçlendikçe ve bu organlar ve sistemler ara­sında bir işbirliği geliştikçe çocuk güç ve canlılık kazanır. 6 ay­lıkken oturmaya, 10 aylık iken ayakta durmaya,14 aylık iken yürümeye başlar.

Bebekler yine ilk aylarda ağızlarından bir takım sesler çı­karmaya, işittiği seslere ilgi duymaya, dinlemeye, kollarını, bacaklarını hızla hareket ettirmeye, başlar ki bunlar çocuğun oyunla ilk tanışma hareketleridir.

Çocuklar dördüncü ayda, parlak ve renkli oyuncaklara il­gi duymaya başlar. Çevresindeki insanların ilgisinden hoşla­nırlar. Büyüklerin ilgisinin sürekli olmasını isterler. Oyuncak­larını sallar, ağzına götürmeye çalışır. Onun için bu gibi oyun­cak ve eşyaların çok temiz olması, yutulamayacak kadar bü­yük olması gerekmektedir. Dişlerin çıkmasına yakın olması diş etlerinin kaşınmaya başlaması nedeniyle verilecek kaşık fincan gibi araçların tehlikesiz olmasına özen gösterilmelidir.

Bebeklere sekizinci ayda bir oyun yeri sağlamak gerek­mektedir. Çünkü oyun yeteneği ve hareketleri gelişmiştir. Ço­cuğun serbestçe oynayabileceği bir zeminin hazırlanması gere­kir. Temiz bir çarşaf yere serilerek bir oyun yeri sağlanabilece­ği gibi, parmaklıklı bir köşe de hazırlanabilmelidir. Seslere, renklere karşı ilgi duymaya başlar, saç çekmekten, kağıt bu­ruşturup yırtmaktan, zil çalmaktan, top ve bloklarla oyna­maktan hoşlanırlar.

On ikinci ayda çocukların oyunlarla ilgili hareketleri ol­dukça gelişmiştir. Yalnız kendi başlarına oynadıkları gibi yaş-taşları ile de oynamaktan hoşlanırlar.

Çocuklar ikinci yaşın sonuna kadar şu özellikleri gösterir­ler: bu yaşta çok hareketli, sabırsız, bencil ve tekelcidirler. Oyuncaklarını başka çocuklarla paylaşmaz. Çocuğun çeşitli yeteneklerinin geliştirilmesi için: oyuncak otomobil, araba çe­şitleri, bebek, top, kağıt, makas, her çeşit kutu, tahta bloklar, defterler, kitaplar, kara tahta, kalem, kağıt, makas, kum, su... gibi oyuncaklar sağlanmalıdır.

Şunu da belirtelim ki, kız ve erkek çocukların oyun ilgile­ri aynı olmakla birlikte, kızların bebeklere ilgisi daha farklıdır.