Nekrotizan Enterokolit

Nekrotizan Enterokolit

Yenidoğan nekrotizan enterokoliti, özellikle prematür bebeklerde görülen, sıklıkla ağır stres du­rumlarıyla beraber olan, barsağın ıskemik ülseras-yon ve inflamasyon halidir. Barsakta yaygın ve tam kat nekroz, hemoraji ve perforasyon ile kendini gösterebilir. Öncelikle terminal ileum ve sağ kolon etkilenir. Hastalık hızlı bir seyir göstererek trans-vers ve inen kolon, apendiks, jejunum, mide ve tüm gastrointestinal sistemi kısa zamanda içine alabilir.

Kesin bir etiyolojik faktör olmamakla beraber, hastalığın patofizyolojisinin zayıf kardiak "output" neticesi oluşan hipoperfüzyon ve splenik vazo-konstriksiyona bağlı olduğuna inanılır. Hipovole-mi ve bunun sonucu kanın kalp ve beyine gönderil­me gereksinimi, mezenterik damarların konstrük-siyonuna, küçük damarların trombosit ve fibrin ile tıkanmasına ve barsakların dolanımınm yetersiz ol­masına yol açar. Bunun sonunda da mukozal nek­roz, barsak duvarının bakteriyel invazyonu, intra-mural gaz birikimi, nekrozun tüm tabakalara geç­mesi ve perforasyon görülür.

Bu bebeklerin perinatal hikayeleri incelendiğin­de, çeşitli stres epizodlarına maruz kaldıkları görü­lür. Nekrotizan enterokolitin sık görüldüğü bu du­rumlar şöyle özetlenebilir: Prematürelik, hipoksi, sepsis, umblikal arter kateterizasyonu, aort trom-bozu, omfalit, respiratuar "distres" sendromu, int-rauterin bradikardi, erken membran rüptürü, ma­kat gelişi, konjenital kalp hastalığı ve hiperosmolar beslenme.

Teşhis: Enterit bulguları doğum sonrası 1-2. haftalarda kendini göstermeye başlar. Besleneme-me, safralı kusma, abdominal distansiyon, rektal kanama nekrotizan enterokolitin ana bulgularıdır. Ayrıca apne nöbetleri, letarji, deri ve perfüzyon bo­zukluğu ve yenidoğanm sepsis bulguları da genel­likle tabloya iştirak eder. Trombositopeni, lökope-ni, hiponatremi, metabolik asidoz, hematokrit dü­şüklüğü ve koagülasyon d efektleri de sıklıkla görü­lür. Şiddetli olgularda multisistem organ yetersiz­likleri hızla gelişebilir.

Nekrotizan Enterokolit Ppt

Radyolojik çalışmalar hastalığın teşhisi yanında seyri hakkında fikir vermesi bakımından da yarar­lıdır. Abdominal röntgenogramlarda şu bulgulara rastlanabilir:

1. Hastalığın ilk dönemlerinde ödemli barsak­ların distansiyonuna bağlı nonspesifik dilate barsak ansları; nadiren gaz-sıvı seviyeleri.
2. Bakterilerin barsak duvarını invazyonu so­nucu intraumral hava (pnömotozis intestina-lis).
3. Nekrozun ilerlemiş olduğu olgularda vena portada hava.
4. İntestinal perforasyon olmuşsa diafram al­tında serbest intraperitoneal hava (pnömo-peritonium).

Medikal tedavi: Eğer erken başlanabüirse, yeni-doğan nekrotizan enterokoliti medikal olarak teda­vi edilebilir. Medikal tedavide amaçlarımız şunlar­dır:

a) Kardiorespiratuar bozukluğu düzeltilmesi.
b) Sepsisin tedavisi, aerob ve anaerob organiz­malara karşı uygun antibiyotik.
c) Sıvı gereksinimlerinin uygun biçimde karşı­lanması, metabolik bozuklukların düzeltil­mesi.
d) Barsakların istirahati, gastrointestinal de-kompresyon, total parenteral beslenme.

Medikal tedaviden iyi sonuç alınmış, hastanın genel durumu düzelmiş, ileus tablosu kaybolmuş ve rektal kanama kesilmişse ağızdan beslenmeye başlanabilir. Beslenme düşük dansiteli gıdalarla yapılmalıdır.
Eğer medikal tedavi tek başına yeterli olmuyor­sa, medikal tedavinin yanında cerrahi girişim geci­kilmeden düşünülmelidir.

Nekrotizan Enterokolit Cerrahi tedavisi

İntestinal perforasyon kesin cer­rahi endikasyondur. Bu durumda hiç vakit kaybet­meden bebek acil ameliyata alınmalıdır. Nekroti­zan enterokolitli yenidoğanlara 4-6 saat aralarla boş karın grafileri çekilerek, diafram altında serbest hava olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu sayede per­forasyon geç kalınmadan tesbit edilir ve bebek he­men ameliyata alınabilir.
Perforasyon olmadan peritonit ve abse durum­larında da cerrahi girişim önerilir. Nekrotizan ente-rokolitlerde, relativ cerrahi endikasyon sayılabile­cek ileri peritonit bulguları şöyle özetlenebilir:

1. Abdominal hassasiyet ve rijiditenin artması.
2. Abdominal duvarda ödem, eritem.
3. Abdominal kitle palpasyonu.
4. Karm grafilerinde distandü bir barsak lupu-nun devamlı gözlenmesi.
5. Sepsis tedavisine rağmen hastanın daha da kötüleşmesi, metabolik asidozun devam et­mesi, düzelmemesi.

Laparatomide barsakların nekrotik kısmı rezeke edilir. Gastrointestinal sistemin jejunostomi, ileos-tomi veya kolostomi ile diversiyonu sağlanır.
Postoperatif bakım: Postoperatıf dönemde me­dikal tedaviye titizlikle devam edilmelidir. Oral beslenmeye 10-15. günlerden sonra başlanmalı, pa-renteral beslenme ile gereksinimler karşılanmalı­dır. Stoma bakımına gereken özen gösterilmelidir.

Prognoz: Cerrahi girişim gerektirmeyen hafif olgularda mortalite % 20 iken, cerrahi girişim gere­kenlerde mortalite % 50'nin üstündedir. Mortalite merkezden merkeze değişiklik gösterir. Yoğun ye-nidoğan bakımının yeterli olmadığı merkezlerde bu oranlar daha da yükselir. Kısa barsak sendromu ve intestinal striktür geç devrede karşılaşılabilecek problemlerdir. Etkili bir medikal tedavi, gecikilme­den yapılan cerrahi girişim ve iyi bir yoğun bakım ile olumlu neticeler alınabilir.