Duyu Organlarimiz Nelerdir 5 Duyu Organi

5 Duyu Organımız Hakkında, Duyu Organlarımız Nelerdir

Beş duyu organı; Görme, işitme, dokunma, tatma ve koku alma duyulan genellikle beş duyu olarak bili­nir. Bunlara istersek denge ve pozisyon (durum) duyusunu ekleyebiliriz. Görme duyusu gör­me (ışık) ve renk algılaması yapar. Koku duyusu ile hemen hemen altı bine yakın kokuyu al­gılarız. Alınan bütün duyular üst beyin merkezlerinde değerlendirilir.

Göz Duyu Organımız

Gözde dışta sklera denilen göz akı bölümü vardır. Gözün ortasındaki dairesel bölüm dı­şında bütün göz küresini kaplar. Gözün önündeki parlak bölüm korneadır. Korneanın orta­sında bulunan dairesel, renkli bölüm iristir. Ortada gelen ışığın miktarına göre daralıp genişleyebilen bir delik vardır. Bu göz bebeğidir ve irisin ortasında ışığın girmesini ayarlayan bir açıklıktır, iriste iki cins kas vardır. Bu kas gruplarından birisi göz bebeğini daraltırken diğeri genişletir, tris içerisindeki aynı renk pigmentin (boya maddesinin) varlığına ve miktarına gö­re değişik renklerdedir. Mavi gözlerde hemen hemen hiç pigment yoktur. Koyulaştıkça kah­verengiye kadar değişen renkler meydana gelir. Göz bebeğinin arkasında göz merceği bulu­nur. Göz merceği ince küçük lifçiklerle iki tarafından asılmış gibidir. Göz merceği ince ke­narlı bir mercektir. Çocukların göz mercekleri büyüklerinkine göre daha küreseldir.

Kornea ile göz merceği arasındaki boşluğa ön oda denir ve akköz humor denilen bir sıvı ile doludur. Ama göz küresini dolduran sıvı ise bundan daha kalın ve yoğun özelliktedir, vitröz humor adını alır. Ön odadaki sıvı sürekli yapılıp yıkılırken, arka odada bulunan sıvı do­ğuştan vardır. Miktarı artıp eksilmez. İkinci göz tabakası damar tabakadır. Koyu kahverengi renktedir. Gözün arkasından büyük görme siniri girer. Gözü beyne bağlayan sinir budur. Bu sinirden çıkan lifler sinir tabakasını oluşturur. Bu tabaka incedir. Sinir lifleri özel görme re­septörleri ile birlikte burada tabakalı bir yerleşim gösterir. Görme reseptöründe görme purpuru (fotokimyasal bir madde) denilen bir boya maddesi vardır. Meydana gelen fotokimya-sal reaksiyonlar daha sonra sinir uyan dalgalan halinde beyne kadar ulaşır.

Bazı kişilerde görme reseptörlerinin eksikliği ve tip değişikliğine bağlı olarak renk kör: Iüğü denilen durum meydana gelir. Genetiksel bir hastalıktır. Hemen hemen her zaman er­keklerde görülen bir hastalıktır. Kırmızı veya yeşilin tonlarının algılanmaması ile belirgin bir hastalıktır. Nadir bir renk körlüğünde ise mavi ve sarının tonlarının ayırt edilememesi söz konusudur.

Göz dibinin incelenmesi oftalmoskop denilen araçla sağlanır. Gözün kırma kusurların belirlenmesinde retinaskop denilen bir araçtan yararlanılır. Herhangi bir anda gözün göre­bildiği alan gözün çevresel görmesini belirler. Bu görme alanı perimetre denilen araçlarla be­lirlenir.

Gözün ışığın miktarına göre göz bebeğini daraltıp genişletmesinin yanısıra cismin uzak­lığına yakınlığına göre göz merceğini daraltıp genişletmesi mümkündür. Bu duruma uyum denir.

Göz çevresinde kaş, kirpik, gözkapağı, gözyaşı bezi ve göz yaşı kanalı gözlerin sağlığının korunmasından sorumlu yardımcı yapılardır. Göz yaşının fazlası göz kapağından buruna doğru uzanan ince bir kanalcıkla boşaltılır.

Eğer göz küresi normalden ' farklı genişlikte ise, göz merceği uyum yapamıyorsa (yani cisimlerin uzaklığına yakınlığına göre daralıp genişleyemiyorsa), gözün saydam kısmı matlaşmışsa, retinada haraplarına varsa, sinirde bir bozukluk varsa görme anormallikleri ortaya çıkar. Cismin görüntüsünün retinanın arkasında meydana gelmesi, yani göz merceğinin kin­ciliğinin azalmış olması yada göz küresinin enine uzunluğunun azalması hipermetropi denen duruma yol açar. Hipermetrop gözlerde ince kenarlı mercekler kullanılarak daha etkin gör­me sağlanır. Bunun aksi olur yani göz küresinin eni artar, yada göz merceğinin kırıcılığında artma olursa miyopluk meydana gelir. Miyopluğun düzeltilmesinde kalın kenarlı mercekler kullanılmaktadır.

Kornea veya göz merceği yüzeyinin düzensiz oluşu astigmatizm denen duruma yol açar. İşık ışınları değişik düzlemlerde değişik şekilde kırılırlar. Bunun sonucunda görme bulanır. Astigmatizm küresel merceklerle düzeltilir.

Günümüzde gözlük yerine kontakt lens (doğrudan kornea üzerine yerleştirilen plastik mercekler) lerde kullanılır. Günümüzde kontakt lensler çok gelişmiştir ve takan kişinin gö­zünde fark edilmez olmaktadır. Gözleri hareket ettiren kasların uyumlu çalışmaması şaşılık denen duruma yol açar. Eğer göz küreleri burna doğru kayıyorsa içe şaşılık, dışa doğru kayı­yorsa dışa şaşılık denir. Şaşılık tedavisine mümkün olduğunda erken yaşta başlanılmalıdır. Göz hastalıkları dalında uzmanlaşmış tıp dalına oftalmoloji, bu konuda uzmanlaşmış hekime ise oftalmolojist denir. Diğer ülkelerde sadece gözlük camlan ve kırma kusurları konusunda eğitilmiş yardımcı sağlık personeli de vardır.

Bel soğukluğu, frengi gibi hastalıklar gözlerde iltihaplanmalara ve körlüklere neden olabilir. Gözün en sık görülen yangısına konjuktivitis denir. Bunun bir cinsi yüzme havuzla­rında kirli sulara bağlı olarak ortaya çıkar. Göz zarlarının kızarması, şişliği ve kanlanması ile belirgin bir hastalıktır. Göz kapaklarındaki küçük salgı bezlerinin iltihaplanması arpacık ola­rak bilinen duruma yol açar.

Göz hastalıklarının en tehlikelilerinden birisi glokomdur. Körlük tehlikesi çoktur. Ön odacığı dolduran saydam sıvının sürekli yıkılıp yapıldığını belirtmiştik. Bu sıvının aşın yapılması göz içi basıncının artmasına neden olur. Bu durum tonometre denilen özel bir araçla göz içi basıncının ölçülmesiyle belirlenir. Glokomlu hastalarda önce çevresel görme azalır. Yani hekimlerin deyimi ile görme alanı daralır.

Glokomut süregen hali genellikle ağrısızdır. Belirti vermez. Milyonlarca kişi gizli glokomludur ki bunların 100.000-150.000 de bir körlükle karşılaşma olasılığı vardır. İvegen tip nadirdir. Ağrılı bir durumdur. İleri ülkelerdeki körlüklerin % 15-20 sinden glokom sorumlu­dur. Glokomda erken tanı ve tedavi çok önemlidir.

Göz merceğinde matlaşma ve beneklenme odaklarına katarakt denir. Gebelik sırasında annenin kızamıkçık geçirmesi bebekte de katarakta neden olabilir. Genellikle büyük oranda 50 yaşın üzerindekilerde görülür. Kataraktın erken belirtileri arasında yakın ve uzak görme­nin bulanması, cisimlerin eğimli görülmesi, çift görülmesi gibi durumlar sayılabilir.

Göz zedelenmelerine bağlı olarak korneanın saydamlığını yitirdiği de sık görülür. Gü­nümüzde ölülerin kornealarının alınarak başka insanlara nakledilmesi sayesinde bir çok kişi net görme şansına kavuşabilmektedir.

Bazı travma ve darbeler sinir tabakanın damar tabakadan ayrılmasına neden olur. Bu ayrılma sonucunda arada sıvı birikir. Bu sıvı biriktikçe ayrılma devam eder. Sonunda bütün sinir tabakanın tahrip olmasına yol açar. Gözün arkadan yaklaşılarak şiddetle ovulması, göze darbe vurulması bu ayrılma ve yırtılmalara neden olabilir.

Gözümüzün sağlığını nasıl korumalıyız?

1. Düzenli aralıklarla gözümüzü muayene ettirmeliyiz.
2. Her çocuk okula başlamadan önce göz hekimine götürülerek göz muayenesi yaptırılmalıdır. Blue çağında, çocukluk dönemlerinde ve erken yetişkin dönemlerde göz muayene­leri daha sık yapılmalıdır.
3. Göz bebeği aşın büyük, gözleri dışarı çıkık, gözlerinde kayma olan çocuklar mutlaka göz hekimi muayenesinden geçirilmelidir.
4. Yakın çalışma yaparken her yatım saatte bir gözler dinlendirilmelidir.
5. Gözlerde daima güvenilir mercekler kullanılmalıdır.
6. 40 yaşından sonra gözler kırma kusurları ve göz basıncı yönünden düzenli olarak mu­ayeneden geçirilmelidir. Bu hiç olmazsa bir iki yılda bir yapılmalıdır.
7. Parlak bir ışıktan kaçınmalı, omuzdan gelen aydınlatma altında okumalı ve yazmalı­dır.
8. Gözler parlak güneş ışığından korunmalıdır.
9. Doktor vermedikçe gözlerin parlaklığını artırdığı ileri sürülen kozmetik sıvılar ve göz damlaları kullanılmamalıdır.
10. Eğer gözlerdeki kaşıntı bir günden fazla sürüyorsa mutlaka hekime başvurmalıdır.
11. Kirli eller gözlere sürülmemelidir.
12. Gözler üzerine darbe vurulmamalı, gözlerin ovulması ve bastırılması biçiminde şaka yapılmamalıdır.
13. Göz ağrıları bir günden fazla sürerse hemen hekime başvurmalıdır.
14. Görme etkinliğindeki azalmalarda mutlaka göz muayenesi olmalıdır.
15. Gözlük alırken bekimin sorularına doğru cevap vermeli, cisimleri büyüten değil net gösteren gözlükler alınmalıdır.
16. İşportada satılan rastgele gözlükler kullanılmamalıdır.